G Ü N C E L

ALLERJİ ve BURUN POLİPLERİ




Burun polibi, burun ve burun çevresindeki sinüslerin içini döşeyen zarın(mukoza) kronik, iltihabi bir hastalığıdır.

Burun polibi, burun ve burun çevresindeki sinüslerin içini döşeyen zarın(mukoza) kronik, iltihabi bir hastalığıdır. Yaklaşık üçbin yıldan fazla bilinmektedir ve burunda en sık kitle nedenidir. Saplı, düzgün, jelatinöz yuvarlak ya da üzüm şeklinde kitleler olup şişmiş mukozanın burun içine doğru uzanmasıdır. Erkeklerde kadınlardan iki kat fazla görülür. Kronik sinüzitli hastalarda, allerjik olmayan grupta %5, allerjik nüfusta %1 oranında burun polibi tespit edilmiştir. Polipli hastaların %30 kadarı çevresel allerjenlere duyarlıdır. Son yıllarda tanı ve tedavi yöntemlerinin ilerlemesi ile beraber burun poliplerine olan ilgi artmıştır. Yıllarca en önemli nedenin allerji olduğu düşünülmüştür. Bunu önemli bir nedeni polipte burun akıntısı, kaşıntısı ile birlikte bazı kan değerlerinin alerjik gibi yükselmiş olmasıdır (histamin, IgE). Halen burun poliplerinin küçük bir kısmının allerjiden kaynaklandığı bilinmektedir. Özellikle ev tozu akarları ve küf mantarı, alerjik burun polip oluşumunda önde gelen nedenlerdir. Son yıllarda besin allerjisinin burun polibi oluşumundaki etkileri yoğun olarak araştırılmaktadır.

Oluşum

Günümüzde burun poliplerinin oluşumu üzerine tüm teoriler mukoza ödemi (şişliği) üzerine kurulmuştur. Sinüslerin burun içinde açıldığı bölgeyi daraltan anatomik değişiklikler polip oluşumuna zemin hazırlar. Allerji, ödem ve enflamasyon yapan diğer faktörler gibi bu bölgeyi daha da daraltarak veya tıkayarak sıvı birikimine ve sonra sıvı kaçağına neden olur. Bu alanlarda meydana gelen açıklıklar çevre epitelle (mukozanın en üst tabakası) tekrar sarılır. Ödemli ve yerçekimi etkisiyle sarkmış dokunun çevresinden dolaşarak polip dokusunu oluşturur.

Mukozanın enflamasyonu sonucu ayrıca bir takım kan elemanları ortaya çıkar. Doku ödemine yol açan olaylar arasında kronik enfeksiyon, aspirin hassasiyeti, epitel hücre parçalanmaları- gen değişimleri (cystic fibrosis transmembrane regulator =CFTR geni), solunum yoluyla alınan veya besin allerjileri gibi çeşitli hipotezler öne sürülmüştür.

Hikaye

Polibi olan hastalarda en sık görülen şikayet burun tıkanıklığıdır. Ancak hastalar burun tıkanıklığına yol açan nedenin genellikle farkında değildir. Mevsimsel ve günlük değişikliği fark etmezler. Bulgular yavaş geliştiğinden başlama zamanının hatırlanması zordur. Solunum allerjisi olanların tipik şikayetleri burun akıntısı, kaşıntı, hapşırma ve burun tıkanıklığıdır. Eğer astım varsa wheezing (hırıltılı nefes) de bu gruba eklenir. Hastanın hikayesinde tat ve koku almada bozukluk olduğu, son zamanlarda horlama geliştiği yönünde şikayetlerle sık karşılaşılır. Ekzersiz sırasında hafif nefes darlığı, yüzde dolgunluk görülebilir. Ailede allerji öyküsü belirsizdir. Anne-babanın her ikisinde allerji olması % 50 olasılıkla çocukta da allerji gelişeceğini, birinde olması % 25 ihtimalle allerjik yapının oluşabileceğini düşündürür. Aile hikayesinin alerjik açıdan negatif olması kişiyi allerjiden uzaklaştırmaz. Hekim allerjiyi değerlendirirken hem solunum yoluyla hem de gıda allerjenlerini dikkate almalıdır. Yaklaşımda allerji öyküsü araştırılmalı, şüpheli durumlarda cilt testleri yapılmalıdır. Burun poliplerinin allerjik ve allerjisi olmayan hastalarda tedavisi farksızdır. Polipler genellikle iki taraflı olur.

Gıda allerjisi ve burun polipleri

Burun poliplerinin oluşumunda gıda allerjisi yeterince değerlendirilmemiş bir konudur. Hastalar allerjilerinin farkında olmadıkları için cilt testleri tanıda önemlidir. Gıda allerjisi, olduğundan daha az tespit edildiğinden belki de salisilik asit allerjisine gereğinden fazla değer verilmektedir. Besin allerjisi, hızlı ve gecikmiş reaksiyon olarak iki gruba ayırılabilir. Hızlı reaksiyon, IgE bağımlı tiptir. Besin allerjilerinin % 5’inde görülür. Geri kalan aşırı duyarlılık grubu(tip2-3-4-) bütünün %95’ini oluşturur. Bunlar sıklıkla yenilen, muhtemelen günlük yemeğimizin parçalarıdır.

Hazır gıdalar dahil tüm yiyecekler olabilir. Gıda allerjisinin sadece küçük bir kısmı IgE bağımlıdır. Eğer Avrupa’daki gıda allerjisi tanımı kabul edilirse (bağışıklık sistemin her türlü reaksiyonu) poliplerle gıda allerjisinin ilişkisi belirgin olur. IgE bağımlı olmayan gıda allerjisini değerlendirmek zordur, basit bir tanı testi yoktur. Aspirin (Asetilsalisilik asit) polip oluşumunda iyi bilinen bir fenomendir. Birçok gıda ve taze meyveler belirgin salisilat içerir.

Hasta uyumlu ise ve yeterince motive edilebilirse tedavi yaklaşımında belli bir süre yenilen herşeyin dikkatlice gözden geçirilmesi gerekir. İnsanların belli bir yiyecek düzeni vardır ve bu gözönüne alınırsa allerjik olan yiyecekler belirlenebilir. Bu yiyeceklerin burun poliplerinin gelişiminde etkisinin olup olmadığı kesin olarak anlaşılabilmesi için hastalar yeni diete yeterince uymalıdırlar. Bu durum birkaç haftayı hatta ayı bulabilir. Eğer poliplerde gerileme olacaksa bu süre içinde gözlenebilir. Bu durum uzun sürelidir, fakat poliplerin sık tekrarlaması ve cerrahi gerektirmesi gözönüne alınırsa yeterince ısrarlı olmayan hastalarda diyet tedavisi etkili olmayabilir. Burun poliplerinin en sık nedeninin besin allerjisi olduğunun kesin ispatlanmaya gereksinimi vardır.

Tedavi

Burun poliplerinin ilaçla tedavisinin amaçları şöyle özetlenebilir;

1)Polipleri ve rinit (burun iltihabı) bulgularını yok etmek
2) Burun solunumunu ve koku duyusunu yeniden sağlamak
3) Nüksetmesini engellemek. Ayrıca ağrı ve rahatsızlık hissi olmaması, düşük maliyetli, kısa süreli ama uzun etkili tedavinin minumum yan etkiyle gerçekleşmesi istenir.

Kortizonlı burun spreyleri başlangıçta en az 4-6 hafta kullanılmalı, hasta fayda görüyorsa devam edilmelidir. Bu süre sonunda bir yanıt alınamamışsa 10 gün kadar sistemik (ağızdan ya da enjeksiyon) tedavisi verilebilir. Yine yanıt yoksa bilgisayarlı tomografi (BT) çekilip cerrahi müdahale yönünden değerlendirilir. Oral ya daenjeksiyon tedavisine cevap alınmışsa tekrar burun spreyleriyle tedaviye devam edilebilir. Bu tedaviler sürerken hastanın saptanmış, altta yatan bir patolojik durumu varsa tedavi edilmelidir. Enfeksiyon mevcutsa antibiyotik başlanmalıdır. Bilinen bir allerjen varsa hasta uzak kalmaya çalışmalıdır. Gereken hastalara aşı tedavisi uygulanır. Aşı tedavisi artık oral(ağızdan) yolla da uygulanabilmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi besin allerjisi olanlarda allerjik besinler saptanıp diyet yapılmalıdır. Tedaviye en iyi cevap veren allerjik polip türü besin allerjisi kaynaklı olabilir.

Cerrahi

Burun polip cerrahisi geniş bir yelpaze içinde incelenebilir. Hiçbirisi tam fonksiyonel bir cerrahi değildir. Mümkün olduğunca polipleri temizlemek ilaç tedavisi desteğiyle nüksleri önlemeye çalışmak gerekir. Altta yatan neden ne olursa olsun polip cerrahi dışı tedavilerden fayda görmemişse cerrahiye gereksinim vardır. Bugün için en iyi cerrahi yöntem endoskopik sinüs cerrahisidir. Ameliyat sonrası takiplerde de endoskop kontrolünün radyolojik incelemelere göre daha değerli olduğu söylenebilir.

Allerjik mantar sinüzitinde %66-100 oranında burun polibi mevcuttur. Tedavide cerrahi, mantar ilaçları ve kortizon tedavisi ile desteklenmelidir.Sınırlı semptomları olan hastaları yılda iki kez kontrol etmek yeterlidir. Ciddi tıkayıcı bulguları olan ve cerrahi tedavi yapılmış olsun olmasın özellikle yüksek doz oral kortizon ya da uzun süre sprey tarzında kortizon alan hastaları ise daha yakından izlemek gerekir.

Burun poliplerinin bronşial astım ve aspirin hassasiyeti ile olan ilişkisi bilinmektedir. Aspirin duyarlılığı olan hastalarda nüks oranı daha fazladır. Hastaya allerjenlerden kaçınarak uygun çevre kontrolü öğretilmelidir. Antijenler için aşı tedavisi yapılabilir.

Sonuç

Burun polipleri ve allerji arasındaki ilişki tam olarak açıklanabilmiş değildir ancak allerji; burun iltihabı ve astımların çoğunda önemli bir nedendir. Burun polip oluşumunda ana neden olarak kabul edilmemeli, yatkınlık yaratan bir faktör olarak değerlendirilmelidir.