G Ü N C E L

LUPUS VULGARİS




Deri tüberkülozlarının en sık görülen şekli olup, kronik bir seyirle yıllarca devam eder.

Deri tüberkülozlarının en sık görülen şekli olup, kronik bir seyirle yıllarca devam eder. Kadınlarda, erkeklerden 2-3 kez daha sık görülür. Basiller olguların çoğunda, çevreye yayılma veya lenfojen yolla deriye gelirler. Olguların % 90’ından fazlasında lezyonlar baş bölgesinde lokalize olurlar. Lupus vulgaris’in en sık yerleşim yerleri: burun, yanaklar ve kulak memeleridir. Lezyonlar, kırmızı – sarı – kahverengi, yumuşak kıvamlı ve toplu iğne başı büyüklüğünde tüberküller halinde başlarlar. Lüpom adı verilen bu tüberküller üzerine bir lam ile bastırılacak olursa elma jölesine benzer şekilde sarı mat bir renk aldıkları gözlenir ve bu bulgu lupus vulgaris için patognomiktir. Lupomlar birbirleriyle birleşerek plaklar oluşturabilir. Bu plaklarda bazı alanların iyileşmesi, bazı alanlarda da yeni lezyonların ortaya çıkması nedeniyle kenarları girintili çıkıntılı bir görünüm kazanır.

Lupus vulgaris’ in seyri sırasında görülen ülserasyonlar, skatrisler ve diğer komplikasyonlar nedeniyle, oldukça farklı klinik şekiller ortaya çıkabilmektedir. Burun mukozası tutulduğunda yumuşak kıvamlı, küçük, gri – pembe renkli papüller görülür ve bunlar kolayca ülsere olup kanayabilirler. Kuru bir rinit şeklinde başlayan burun tutulmasında zamanla septal kıkırdak tahrip olur.

Histopatolojide, tüberküllerin epiteloid hücrelerden oluştuğu görülür. Kazeasyon nekrozu hafiftir veya yoktur. Dev hücrelerin çoğu langhans tipinde olup, nüveleri periferde dizilmiştir. Tüberkülleri mononükleer hücreler çevreler. Basillere lezyonda çok az rastlanır. Lupus vulgaris tedavi edilmezse sürekli ilerler. Olguların % 10 kadarında squamöz hücreli kanser gelişir ve metastaz oranıda fazladır. Hastalarda % 40’ a kadar varabilen iç organ tüberkülozu görülür. Bazı vakalarda ise BCG aşısını takip eden bir latent dönemin ardından aşı yeri ve çevresinde lupus vulgaris oluşabilir. Lupus vulgarisli hastalarda tüberkülozdan ölüm oranının, genel poıpülasyondaki beklenen mortaliteden daha yüksek olduğu saptanmıştır. Lupus vulgarisin tipik lezyonlarında tanı kolaydır. Ayırıcı tanıda: sarkoidoz, lenfositoma kutis, diskoid lupus eritematozus, geç sfiliz, lepra, leişmanyazis, blastomikoz ve kronik vejetan piyodermalar akla gelmelidir.

Tedavi

Diğer organ tüberkülozlarında da olduğu gibi tedavide antitüberküloz ilaçlar kullanılır. Tedavide en etkili ilaçlar sırasıyla şunlardır: rifampisin, pirazinamid, izoniazid (INH), streptomisin ve etambutol’ dur. Başlangıç tedavisindeki ilaçlar: izoniazid, rifampisin, streptomisin ve etambutol’ dur. İlaca dirençli mikobakterilerde ise ikinci sıradaki ilaçlar olan, para-amino salisilik asit, pirazinamid, etionamid, viomisin, kanamisin ve sikloserin kullanılır. Tedavi süresi en az 12 ay, tercihan 18-24 ay olmalıdır.